THD Başkanı Ar: “Türkiye hematolojide ilaca mıhlı erişen eşsiz ülkelerden biri”

Türk Kan Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Çokluk Ar:

“Türkiye’üstelik yürürlükte olan ve geçer not mekanizmalara bakıldığında dünyada hematolojide ilaca sağlıklı erişebilen nadir ülkelerden biridir”

“Kemoterapi ve yanına eklenen immünoterapi tedavileri haddinden fazla pahalıdır. Şayet demin bunları üretmeye, oluşturmaya başlamazsak, tıpkısı on sene ortamında bu tedaviler önce sıralarda kullanılmaya başlanacaktır. O ahit çokça geç kalacağız ve dışarıya çok bağımlı ağıl geleceğiz”

Türk Kan Bilimi Derneği Umumi Heyet Üyesi Prof. Dr. Leylagül Asıl:

“Kişinin kendi hücrelerini kullanarak tasarlanmış tedaviler mail geleceğin kanser tedavisinin temelini oluşturacaktır”

ANTALYA – Türk Kan Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Çokluk Ar, Türkiye’nin yürürlükte olan ve geçer not mekanizmalara bakıldığında dünyada ilaca dosdoğru erişebilen eşsiz ülkelerden biri olduğunu kaydetti.

Türk Kan Bilimi Derneği vasıtasıyla bu sene 48’incisi düzenlenen Ulusal Kan Bilimi Kongresi çerçevesinde brifing toplantısı düzenlendi. Türk Kan Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Toplama Ar, gençleri kaybettiklerini, yumruk branşları seçmediklerini ve sınırlı dışını tercih ettiklerini söyledi. Tıp eğitimi sonrası uzmanlaşmayla ilişkin sıkıntılar çektiklerini anlatım eden Ar, “Bu sadece hematolojiyle ilişkin değil, dünyada de hakeza tıpkı trend var. Covid’in getirdiği bıkkınlıklar tür. İlaca erişim ayrıksı tıpkısı ülkü. İlacın fiyatı, bulunabilirliği açısından bire bir tartı var. Bunun yanında kongrede bahsedilen ve yenileri eklenen kanserde kansızlık ve kanama hastalıklarıyla ilgilendiren konulardan bire bir seri çare ve beceri var. Teşhis yöntemlerinde iri yenilikler var, kongrede bunlar dahi ele makbuz. Gelecek seneye hazırlanıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında Amerikalı Hematoloji Derneği ile yaptığımız bire bir işbirliğinin sonucunu gördük. Amerikalı Hematoloji Kongresi’nin ayrımsız ekspoze formu gücük ay ayında İstanbul’de yapılacak. Tığ familya sahibi adına katılacağız. Bölgedeki zinde hematologlara terbiye verilecek, bununla ilişkin eş bire bir projemiz var” diye konuştu.

“Türkiye ilaca zinde erişebilen kıymetli ülkelerden biri”

Hematolojide ilaca erişim konusuna değinen Ar, Türkiye’üstelik yürürlükte olan mergup mekanizmalara bakıldığında dünyada ilaca mıhlı erişebilen bulunmaz ülkelerinden biri olduklarını vurguladı. Tıbbı kanıtıyla mergup bir ilacın ulaşılmasına Sağlık Bakanlığı’nın bindi olduğunu bildiren Ar, “Şayet ayrıksı bir endüksiyonda ilaç ruhsatlı yerine var ise ödenmesini sağlıyor. Ülkede yoksa de sınırlı dışından getirilmesini sağlıyor. Çokça bir iki büyüklük bu ilaçların teminine apotr oluyor. Ayrımsız ayrıksı sıkıntıyla cebin karşıyayız. Tıpkı ayrıksı sıkıntımız SUT. O bile ayrımsız bambaşka bakanlık aracılığıyla ferasetsiz ödenmesi sağlanıyor. Bu bir taraftan bakıldığında angarya. Amma arada bir SUT’un içine eklenen yöre planda soylu erki yerine memul ara sıra çalışmalar bizim ilaca erişimimizde yahut hastaların bakımında zorluklara misil açabiliyor. Otoritelere görüşlerimizi sunduk” dedi.

Ar, ekonomik koşulların yanında kanserde geçer yenilikçi ilaçların mikro dışından geliyor olmasının umar temininde teessürat oluşturduğunu bildirdi.

“Bazen ilaçlara erişilememesi global”

Ara Sıra maddelerin Çin ve o bölgeden gelmesi ve pandemiye tutkun üretimlerinin durmasının beraberinde acun stoklarının erimesiyle dahi ilaca ulaşılamadığını aktaran Ar, “Takkadak bizde değil eksantrik ülkelerde birlikte yetersizlik oluşturdu. Amma Türkiye’ye başmaklık sorunlar üstelik var. Çokça bayağı tıpkısı kanama inhibütör serencam adım bozuk benzeri merhem namevcut. Tablet formu yok, çünkü firma bunu fiyatıyla istihsal arasını kapatamıyor. Getiremiyor. Hakeza durumların ilkin belirlenip ülkede üretilmesi üzere bir mızıka çabalar gerekiyor. Yapılmaya çalışılıyor, o yönde bilgilerimiz var. Amma ilacın girmemesi ve yapılan sürede bir nice züğürt bu ilaca erişemiyor. Niteliksiz ama dirimsel tıpkısı çare, kanamayı inhibütör bir ilaç, bulunmaması, ondan faydalanan hastaların riziko altında kalmasına kere açabiliyor. Benzer şeyler kanser ilaçları için üstelik geçerli. Tıpkı hafta birini buluyoruz, özge hafta bulamıyoruz. Burada çokça muhtelif etkenler var. Nezaret bunun farkında, süratle toparlamak için uğraşıyor” ifadelerine düzlük verdi.

“Bağımlı kuzuluk gelebiliriz”

Türkiye’dahi kanser hastalarının eriştiği ilaçların sair ülkelerdekinden çokça ayrımlı olmadığına değinen Ar, “Dünyada önceki basamakta standart kendisine deneysel değil, yeniden immünoterapi ve ILAN T-CELL kabil şeyler daha ampirik. ZAR T-CELL’in mevcut durumda dünyada kullanıldığı bir numara ve ikinci seri tedavilere karşılıksız yahut onlardan er nükseden hastalık gruplarına uygulanıyor. İlk etapta kemoterapi ve yanına eklenen immünoterapi standart kül dünyada. İlk sırada ikinci tam hangi ilacın verileceği belli. Orada bire bir sıkıntımız bulunmayan. Bu tedaviler haddinden fazla pahalıdır. Şayet demincek bunları üretmeye, yapmaya, oluşturmaya başlamazsak aynı on yıl içinde bu tedaviler ilk sıralarda kullanılmaya başlanacaktır. O ahit haddinden fazla geç kalacağız ve dışarıya çokça tabi ağıl geleceğiz. Biran evvel o yönde bir ceht sarfetmeliyiz. Şu haliyle hastaların standardın altında olduklarının altında olduğu ifade etmek tür değil” dedi.

Kongrenin içeriği

Türk Kan Bilimi Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Sıcaklık Ünal Cangül, kongrenin bu sene melez formatta hem yüz yüze hemde online namına ekranların karşısından strateji edilebildiğini belirtti. “Tartışmalı konular ve zor olgular” kursu çerçevesinde 15 olgunun ele alındığı tıpkı celse yapıldığını kaydeden Cangül, 32 ilmî celse, 9 peyk sempozyumu, 12 sözlü bildiri ve 6 kesinleşmemiş poster oturumu yapıldı. Kongreye bu yıl gönderilen 400’ü fazla demeç konunun uzmanı hakemler vasıtasıyla değerlendirildiğini belirten Cangül, “76’sı namzet bildiri, 38’i tartışmalı poster ve 243 kadarı e-poster kendisine sunulmak amacıyla akseptans edilmiştir. Bu bildirilerden sunma çok dikkat calip 6 tanesi Başkanın Seçtikleri Oturumu’nda elan uzun yerine tartışılmıştır. Kongrenin uluslararası gününde Türk Hematoloji Derneği ile Amerikalı Hematoloji Derneği (American Society of Hematology – ASH) ve Avrupa Hematoloji Birliği (European Hematology Association – EHA) ile ortak yetişek oturumları düzenlendi. THD-ASH Kuma Oturumu’nda kansızlığa misil açan kalıtımsal durumlardaki aktüel gelişmeler konunun duayenleri marifetiyle aktarıldı. THD-EHA Kuma Oturumu’nda ise hızlı seyreden ak kan kanserlerinde yer yeni tedaviler ele alındı. Gelişigüzel iki derneğin başkanlarının katılımıyla gerçekleşen bu toplantılarda katılımcılar tanılama ve tedavideki en son yenilikleri dinleme ve tartışma imkanı buldular” diye konuştu.

Cangül, çok balaban tıpkı sağlık sorunu olan huy tıkanıklığının (tromboz) tanısı, tedavisi ve önlenmesi konusunun Tromboz, Hemostaz ve Anjiyoloji Derneği ile THD Kuma Oturumu’nda ele alındığını bildirdi. Paydaşlar Oturumu’nda Esenlik Bakanlığı ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin katılımı ile Türkiye’de ilaca erişim konusunun ele alındığını rapor eden Cangül, antrparantez çare endüstrisi çalışanları üzere da ayrımsız yetişek programı düzenlediklerini kaydetti.

“60 kadroya 2 yeğleme mevrut”

Türk Kan Bilimi Derneği Araştırma Sekreteri Doç. Dr. Neslihan Andıç, kan bilimi içki ve lenf dokusunun kanserleri ve doğru hastalıkları ile uğraşan aynı olgun dalı olduğunu kaydetti. Hastalıkların baskı, tedavilerinin ağdalanmış olması, hastaların yatarak otama müşahede zorunluluğu üzere birçok nedenden kontekst hematoloji ve kısmen onkolojinin tıbbın sunu zorlukla alanları arasında düzlük aldığına dikkati çekici Andıç, “Tıpkısı kan bilimi uzmanı süfli üst 18 yılda yetişiyor. Bu uzun ve dokuz canlı sürecin peşi sıra bu hastalara bakma görevi elde ediyorsunuz. Genç arkadaşlarımızın son senelerde bu süreçlerden korktuğu görülüyor. Pediatristlerin işi çıktı edisyon, onlar bu yetişek sürecinde hematolojik kanserlerin yanında farklı kanserlere da iaşe görevini alıyorlar. Bu de yeğleme edilmede bir sevgili ortaya çıkarıyor. 60 pediatrik hematoloji kadrosunda takkadak 2 tanesi yan dalda yeğleme edilmiştir. Arkadaşlar çekiniyor, bu süreci tamamlamak ve arkası sıra bakılacak hastalar da ayn korkutucu. Mecburi bakım ve eğitim bilimi süreleriyle ilgili otoriteye başvurduk. Kişi içimizde bunu zahir deste cazibedar ayla getirebilir, pekâlâ bu arkadaşlarımızı kazanacağımızı düşündük” diye konuştu.

Burada yapılacak arz koca noktanın onlara gür tıpkı yetişek verilmesi olduğuna değinen Muhtıra, “Burslar sunmaya gitmek. Topluluk gelişigüzel sene finansal bindi sağlıyor. Mentorluk yapacak kişilerle onları buluşturmaya çalışıyoruz. Bütünü karşılık terbiye sisteminden faydalansın diyerek okullar düzenliyoruz. Bu konuda, attığımız tıpkı eksantrik aşama bile millî hematoloji denklik projesi. bahis konusu proje ile hedefimiz ferdî kendisine hematologların ve hematoloji eğitimi veren merkezlerin ulusal temelde Avrupa Kan Bilimi Birliği ve Türk Hematoloji müfredatı çerçevesinde yeterliliklerinin standardizasyonudur. Ayrımsız eksantrik deyişle, ülkedeki değme merkezin bahis konusu müfredatlar çerçevesinde yetişek verdiğinin kanıtlanması, yetişen hematologların müfredata akıllıca ehliyet kazandıklarının gösterilmesi dolayısı ile akredite edilmesidir. Bu bağlamda THD desteği ve vizyonuyla oluşturulan kocabaşı tıpkısı düzentileme grubu Türkiye’nin seçkin köşesinden katılan hematologların iri çabalama ve desteğiyle ulusal standartların, müfredatın oluşturulmasını sağlamıştır. Çokça mümasil bir gelecekte, irade fail yetişek merkezleri yeterlilikleri açısından ülfet edilecek ve ölçütleri karşılamaları halinde akredite edilecektir. Bireysel denklik için hematologların başvuracağı benzeri eksperlik sınavı hazırlanmaktadır. Bire Bir ahir girişim söz konusu sınav ve akreditasyonların Avrupa Kan Bilimi Birliği vasıtasıyla tanınması olacaktır. Böylecene icap eğitim merkezlerinin gerekse sınavı sükse ile geçen hematologların arsıulusal standartlarda eğitim verdiği ve aldığının belgelenmesi sağlanacaktır” ifadelerine vadi verdi.

“Kişiye katışıksız otama”

Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Leylagül Kaynarca, kanserin hematolojinin arz oylumlu başlıklardan biri olmaya bitmeme ettiğinin altını çizdi. Kaynak, günümüzde kanser tedavisinde ölçün kemoterapiden uzaklaşarak kişinin muafiyet sistemi hücrelerinin veya proteinlerinin kullanıldığı immünoterapi için akla yatkın evrildiğini belirtti.

İmmünoterapinin kişileştirilmiş tedaviyi birlikte birlikte getirdiğini aktaran Menşe, “Bu boyut, kişiye özel otama anlayışının da yerleşmeye başlaması anlamına gelmektedir. Adı tıpkısı olsa da seçkin kişinin tümörü kendine özgü özellikler gösterir. Bu özelliklere bakarak dirilik amacıyla özelleştirilmiş ve kişinin zat hücrelerini kullanarak mutasavver tedaviler mail geleceğin kanser tedavisinin temelini oluşturacaktır. Bu tedavilerin sunu sunturlu örneği ILAN-T hücreleridir. Normalde bağışıklık sistemimiz bizi enfeksiyondan koruduğu kadar kanser hücrelerinden üstelik koruması gerekir. Ama aradaki angarya bozulduğunda bağışıklık sistemi amansız hastalık hücrelerini tanıyamıyor ve vücutta dağılmalarını engelleyemiyor. Hastanın muafiyet sistemi hücreleri aferez yöntemi ile toplandıktan sonraları, tümörü tanıyacak getirilince hastaya baştan veriliyor. Şuan dünyada kâh ülkelerde gösterişli şekilde kullanılıyor. İmmunoterapinin gayrı benzeri örneği ise bağışıklık hücreleri ile kanser hücreleri beyninde köprü oluşturarak kanserli hücrenin direk fark edilip yok edilmesini sağlayıcı açacak moleküllerdir” dedi.