Özürlü çıkmaz müzisyeninin bağlamasından dökülen “hayat mücadelesi” (1)

emboli zımnında bacaklarını dizinden itibaren kaybeden Yaşar Çetinel, türkülere sığınarak kazandığı can azmiyle sokak müzisyenliği yapıyor.

Hatay’birlikte 2016’de damar tıkanıklığı dolayısıyla sıhhatli bacağını dizinden kaybeden 2 bala babası ve işçi emeklisi Çetinel’in 17 almanak evliliği da bire bir yıl sona erdi. 16 ve 12 yaşındaki iki çocuğunun velayeti annelerine verildi.

Boşandıktan sonradan kendine yeni tıpkı hayat kuran Çetinel, yaşamını hayırseverlerin yardımlarıyla sürdürmeye çalıştı. Ancak sağlık problemleri devam eden Çetinel’in sol bacağı üstelik 2018’birlikte kesildi.

Yaşadığı kavi süreçleri çevresine anlatmaktan yorulan Yaşar Çetinel, 2021’dahi site değiştirmeye değişmeyen verdi. Çetinel, terminale giderek karşısına önceki çıkan Ankara otobüsüne bindi.

Kavim Meydanı’na yolu düşenler onun türkülerine aşina

Yaşar Çetinel, başkente geldiğinde önce adına çorap satmaya başladı. Buradan kazandığı parayla aldığı bağlamayı dinleyerek dolma yöntemlerle çalmayı öğrendi ve geçimini icat etmek amacıyla çıkmaz müzisyenliği yapmaya başladı.

Gültepe Mahallesi’ndeki evinden gelişigüzel aktarılma Millet’taki 100. Sene Çarşısı’nın önüne akülü arabasıyla gelen Çetinel, kendi deyimiyle “Hangisinin ‘do’, hangisinin ‘re’ notaları olduğunu bilmeden çaldığı türküler”i yoldan geçenlerle buluşturuyor.

Millet Meydanı’na yolu düşenler, bazı bazı “Biber Dolması Dünya” kimi vakit “Mihriban” bazen dahi “Huzurum Kalmadı” türkülerini Çetinel’in bağlamasından dinliyor.

Türküleri memorandum körlemeden çalmayı öğrendi

Çetinel, AA muhabirine, 8 sene geçmiş hareket makinesi operatörü olarak çalışırken bacaklarında başlayan ağrıların şiddetinin arttığını ve sorunun iki bacağını kaybetme noktasına kadar ilerlediğini, bu süreçte çok el günler yaşadığını anlattı.

Bacaklarını kaybettiği ve eşinden boşandığı süreçte mücadeleyi on paralık bırakmadığını, bilcümle zait olduğunu aktaran Çetinel, çıkmaz müzisyenliğine başlamasına ilgilendiren süreci şöyle anlattı:

“Kavim metrosunun önünde ihtiyar benzeri emmi gördüm, saz çalıyor, vakit kaybetmeden ‘tın tın tın tın’ yapıyor. Baktım şöyle yalnız ‘tın tın’ yapıyor amma insanlar gine bile dünyalık veriyorlar. Düşündüm, ‘Bu emmi tın tın ile mülk kazanıyorsa ben esasen 3-5 ırlamak biliyorum, ego birlikte kazanırım.’ dedim. Öylece bu sazı elime aldım. Benzeri aydan beri buradayım. Daha ilk Sıhhiye ve Kızılay’daydım. 10 aydır ulama çalıyorum. ‘Yaşa kim gör’ demişler evet. Benim on paralık aklıma gelmezdi Ankara’üstelik caddelerde bağlama çalacağım. Ilhak çalmaya merakım vardı. arada bir hobi yerine öz kendime boş havai çalıştım. Kursa falanca gitmedim, kendim öğrendim.”

“Hepimiz sakat adayıyız”

Çetinel, velayeti annelerinde olan çocuklarından birinin üniversite, diğerinin ise lisede eğitim bilimi gördüğünü söyledi.

Ulus’ta ilhak çalarken on paralık takı yaşamadığını ve başkentlilerin çok duygun olduğunu vurgulayan Çetinel, “Tekaüt maaşı alıyorum. Onu üstelik zaten okuyan çocuklarıma gönderiyorum. Mahiye kartım onlarda. Mücadelem onlar için.” dedi.

Çetinel, havalar soğuduğu amacıyla caddelerde çıkmaz müzisyenliği yapmanın biraz ağırlık olacağına belen ederek, “Hem çalıp hem bildirmek istiyorum ama ciğerlerimdeki sıkıntıdan hava nefesim yetmiyor. O yüzden yırlamak söyleyemiyorum.” ifadesini kullandı.

Engelli olmadan önceki işi ve arabasını olduğunu anlatan Çetinel, “Neticede hepimiz özürlü adayıyız. Hastaneye giderken arabamla gittim, dönüşte engelli arabasıyla geldim. Arabam hastanenin uğrunda kaldı. Hani talih bu ama yine dahi haddinden fazla şükür. Elim tutuyor, gözlerim görüyor. Benden daha keder olanlar dahi var. Allah’ıma haddinden fazla şükür.” diye konuştu.

Share: