Özgür Özel’den ‘Şebnem Korur Fincancı’ Açıklaması: “Bu Orantısız Muameleyi Makul Bulmuyoruz.

CHP Kol Başkanvekili Müstakil Hususi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Suret Konseyi Başkanı Çiy Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasına ilgilendiren, “Şebnem Korur Fincancı, elan ilk ayrımsız değerlendirmede bulundu. Ego, o değerlendirmeye katılmıyorum. Türkiye’deki mukavemetli çokça kayırıcı katılmıyor. Ama o anlatım söylenebiliyorsa şayet, orası demokrasidir. ‘Hapse atarız’ derseniz o ülkeye el erki demiyorlar. Türkiye’yi yavaş aynı sıkıntıya sokacak olan, Türkiye’yi ayrımsız diktatörlük görüntüsünde gösterecek olan bu orantısız muameleyi akilane bulmuyoruz… 41 pasaj madenciyi cayır cayır yakanlarda tek murakabe namevcut, ama Türk Tabipleri Birliği Başkanı aynı rey anlatım etmiş, çabucak ona denetim var. Bu doğru değil” dedi.

Mutlak Hususi, bugün CHP Düzce İl Başkanlığı’nda izah yaptı. CHP İstanbul Mebus Mahmut Tanal’ın dahi katıldığı toplantıda Hususi, şunları söyledi:

“YENİDEN MİLLETİN EFENDİSİ OLACAKSINIZ”

“Türkiye’nin dört bir yanında alnının terini toprağa damlatıp, o topraktan çıkan bereketle çoluğuna çocuğuna rızk sağlamaya müteharrik, amma emeği dünya kartellerine peşkeş çekilen bütün çiftçilerimize söylüyoruz. Siz, yeniden milletin efendisi olacaksınız. Birilerinin kölesi üzere gitmek ve cebin terinin birilerine peşkeş çekilmesini, önümüzdeki geçmiş seçimde yırtmak sizin elinizde.

“MACRON’UN BILE DÜNYANIN BILE ENAYİSİ DEĞİLİZ”

Hem Türkiye’nin balaban bire bir sorunudur hem Düzce’nin sorunudur. Macron, Fransa’birlikte aday olduğunda şurası söyledi; ‘Fransa’birlikte hiç çimento fabrikası kalmayacak’. Bu seçimlerde birlikte övündü, ‘Hiç çimento fabrikası yok Fransa’dahi’ dedi. Zira çimento, havayı kirleten, suyu tüketen, karbon basamak izini zait, üretildiği yerde nazik bire bir kasaba tahribatı mucit tıpkısı im. Fransızlar, bütün fabrikalarını elverişsiz dışına, balaban benzeri bölümünü dahi mahdut dışına taşıdılar. Tığ, Macron’un dahi dünyanın da enayisi değiliz. Düzce’deki çimento fabrikası Düzce’yi bozuk etti.

“BU BÜYÜKLÜĞÜNDE SAKIL İŞLEYEN BİR SORMACA GÖRMEDİM. BU İŞTEN PİS KOKULAR GELİYOR”

Amasra eroin kazası hepimizin yüreklerini parçaladı. Kamu 12 bölüm geçmesine karşın biricik görevden halk çektiri bulunmayan, yegâne açığa kabul etme namevcut, bir tane gözaltı bulunmayan, tek tevkif bulunmayan. Maden faciasının sorumlularının kâffesi işinin başında. Kuvvetle belki, kazadaki sorumluluklarını görmek amacıyla çabalama gider ediyorlar. Üç devir savcı; bilgilere, belgelere halk koymadı. Demincek bile yaralı kurtulanlara ve ailelere, öz sorumluluklarını örtecek şekilde ifadeler verilmesi yönünde rehavet yapıyorlar. Şeş pasaj müddeiumumi görevlendirildi, bu kadar güç çalışan tıpkısı soruşturma görmedim. Bu işten berduş kokular geliyor. Ayrımsız el henüz sesleniyoruz savcılara; korkmayın. Onun arkasında saray varsa sizin arkanızda kavim var. ‘Benim arkam kalabalık’ diyenlere dokunmazsanız çoluğunuzun çocuğunuzun yüzüne bakamazsınız. Efendim, ‘Bir ahir kararnamede beni sürerlerse’… Ondan sonraki kararname ile hak ettiğin yere seni getirmeyen namerttir. Sen yeter ki görevini yap.

“BU ORANTISIZ MUAMELEYİ MAKUL BULMUYORUZ”

Çiy Korur Fincancı, henüz ilk aynı değerlendirmede bulundu. Ego, o değerlendirmeye katılmıyorum. Türkiye’deki mukavim haddinden fazla eş katılmıyor. Ama o anlatım söylenebiliyorsa şayet, orası demokrasidir. ‘Hapse atarız’ derseniz, o ülkeye demokrasi demiyorlar. Türkiye’yi vahim ayrımsız sıkıntıya sokacak olan, Türkiye’yi ayrımsız diktatörlük görüntüsünde gösterecek olan bu orantısız muameleyi makul bulmuyoruz. Diyoruz ki aynı görüşe katıl katılma, bildirme hilaf fikir da söylenecek, sen dahi karşısında hezel söyleyeceksin. Zorlayış varsa, çabukluk varsa kanunlar meydanda. Amma sözün karşısında denetleme, tutuklama… 41 kesim madenciyi cayır cayır yakanlarda tek bakı namevcut, amma Türk Tabipleri Birliği Başkanı bire bir düşünüm anlatım etmiş, bir anda ona kontrol var. Bu akıllıca değil. Katılmadığımız görüşlerin de, yer rahatsız olduğumuz görüşlerin birlikte, çaba çağrısı içermiyorsa, tiksinme söylemi içermiyorsa ve tıpkısı suça heveslendirme etmiyorsa yalnız sözün karşılığının bayram olması gerektiğini savunuyoruz.

Ayrımsız fırsatçılık var. Bakanlar Kurulu toplantısında, kamu kurumu niteliğindeki çığır örgütlerine bakir aynı saldırının işaretini veriyorlar. Ayrımsız rey açıklamış tıpkı güç. O kuruntu apayrı ayrımsız husus, onun kurumu bambaşka bire bir madde. Kamu kurumu niteliğindeki hep çığır örgütlerimizin arkasındayız.

Yırtıkça Ünal, pir Türkçemize yalan söyleyerek, itibarsızlaştırarak saldırıyor. ve bunu yegâne başına yapmıyor. Çünkü o, kol başkanvekili. Partisinin bildirme kritik görevlerinden birini üstlendi ve sözü DÜRÜST Parti’yi bağlıyor. Senin övdüğün Osmanlıca, çabucak sarayda konuşulabilen, zarfında çokça Arabi, Farsça kelimeler olan, el eliyle anlaşılmayan benbenci saray elitlerinin dilidir. Bugün Türkiye’birlikte 81 ilde birbirini anlıyor insanlar. Sarayda konuşulan ile sokakta konuşulanın değişik olduğu çağ, Osmanlı dönemidir. Zaman vatandaşın dilinden, derdinden anlamayan aynı saray olduğu akıllıcasına. Siz, istiyorsanız özlük aranızda oturun, Osmanlıca konuşun. Çok istiyorsanız seçim propagandanızı Osmanlıca yapın. Bu kavim, diline ehil çıkanlara sahip çıkacak. Kültürüne, tarihine eş çıkanlara eş çıkacak.”

Share: