Türk-İş Umumi Başkanı Atalay: “Talebimiz, seçim sathına girmeden Kamu Sözleşmelerini kişiselleştirmek”

Türk-İş Umumi Başkanı Atalay: “Talebimiz, intihap sathına girmeden Amme Sözleşmelerini tahsis etmek”

ANKARA Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay Kamuda Dolgun İş Sözleşmeleri’nin koordinasyonuyla ait “İşçinin da talebi bizim da talebimiz, seçme sathına girmeden kamu sözleşmelerini cezbetmek” dedi.

 

Amme kesiminde 2023 yılında bağıtlanacak Amme Şişko İş Sözleşmelerinin koordinasyonuyla ilgili Türk-İş yoluyla matbuat toplantısı düzenlendi. Tahminî 700 bin kamu işçisini ait ve 2023-2025 dönemini kapsayacak olan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Söve Protokolüne ilişik, Türk-İş Umumi Merkezinde yapılan toplantıda, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Amme Toplu İş Sözleşmelerinin tıpkısı an önce görüşülerek gündemden düşmesi gerektiğini belitti.

“Talebimiz, intihap sathına girmeden kamu sözleşmelerini tutmak”

Burada konuşan Atalay, Amme Şişko İş Sözleşmeleri ile ilişkin dördüncüsü yapılan toplantıda toplandıklarını ve bu doğrultuda Türe-İş’le konuşma yaptıklarını belirterek, “Şu anda 700 bine yakın kamu sözleşmelisinin bire bir dakika evvel bitmesiyle ilgilendiren arkadaşlarımız say yapıyor. İşçinin dahi talebi bizim dahi talebimiz, intihap sathına girmeden amme sözleşmelerini bitirmek. Kamu sözleşmelerinde gündemde sürgü ücretleriyle ait iyileştirme var, refah payı var, ilk 6 ağıl ait talep edilecek bindirim var, sosyal yardımlar var aşkın faaliyet ücretleri var, bakım zammı var, dun fevk 18’e yakın konu var. Ihvan serencam şeklini zaman elhak verecekler. Hafta başında birlikte bakanlığa, herhangi bir hangi kadar asıl bap görüşmelere başlasa da bu Türe-İş’le beraber arkadaşlarımız yaptığı görüşmelerin sonuçlarını bakanlığa teslim edecekler” dedi.

“İktidar yahut mugayeret bayrılık tazminatı ile ilişik tıpkı düzenleme yapılırsa desteğe varız”

Kıdem tazminatı ile ilgilendiren sendikacılar ve işçiler için Kıdem tazminatının kırmızıçizgi olduğunu tamlayan Atalay, “Kıdem Tazminatı almayanlarla ilişik tıpkısı aranjman yapılırsa, iktidar yahut mugayeret ne yapılıyorsa desteğe varız. Amma bununla ait patronlarla oturalım konuşalım diyorsanız eğer tığ ne ahit sermayeye oturduğumuz antlaşma eldeki imkanları kaybettik. Onun için kıdem tazminatına, örgütlenmeye patronların dışında herkesin ihtiyacı var. Gazetecilerin ihtiyacı var, sendikacıların ihtiyacı var, sokakta kağıt toplayanın da ihtiyacı var, motosiklet kuryelerinin birlikte ihtiyacı var” açıklamasında bulundu.

“Ego Türk-İş başkanı kendisine geçici işçi sorunu mahlul, kendisine görüyorum”

Amme sözleşmesinin dışında eğreti iştirakçi ve taşeron sorunlarının de bitmeme ettiğini tamlayan Atalay, şu ifadeleri kullandı:

“Şu zaman önümüzde eğreti iştirakçi sorunu var. Sayın bakanımız bununla ilişkin izah yapıyor diyor ki bunu halledeceğim. Ben Türk-İş başkanı namına bu işi ben hallolmuş, münteha namına görüyorum. Çünkü devletin bakanı açıklıyor bu maslahat hallolacak diyerek. Tıpkı dakika geçmiş eğreti işçi ile ilgili bu meseleyi ülke gündemine getirilip gündemden düşürülsün. Onun dışında sabah akşam konuşuyoruz, taşeronlarımız var. Tıpkısı kat taşeronlar bu da gür aynı bahis değildir yani taşeron lafından hangi ben hoşlanıyorum ne bile taşeronlar hoşlanıyor. Yani bu bahis devlet gündeminden çıksın bunlarla ilgili dahi benzeri yasalı aranjman benzeri zaman önceki yapılsın, bu iş ayrımsız talih gündeminden çıksın hallolsun. Taşeronlar ağırlıklı yerine Keyif Bakanlığı, Enerji bakanlığında ve Ulaştırma Bakanlığında var. Onun dışında özge bakanlıklarda birlikte az olsa değme yerde var. Şimdi burada tek tek saymaya kalksak taşeronların biri beni saydın biri beni saymadın diyor onun üzere bakanlıkları söylüyorum. Burada bizim Türk-İş’in, başkanlar kurulunun talebi tıpkı zaman geçmiş taşeron meselesi talih gündeminden çıksın, bu mesele bitsin.”

“EYT’birlikte, hareket bölgesinde bulunanlarla ilgilendiren bire bir düzenlemeye gerekseme var”

EYT ile ait aha bugün bu saatlerde traksiyon bütçede görüşmeler bitmeme ettiğini birlikte vurgulayan Atalay, EYT’in 8 Eylül 1999’de yani Marmara Depremi eskiden düzenlendiğini belirterek, “Ben da o zamanlar zelzele bölgesinde Adapazarı’nın başkanıydım. Kavim cenazesini daha mezara koymadan, henüz binanın altından ölüsü çıkmadan ayrımsız hafta bilahare aynı kanun çıkardılar 8 Ilkgüz’da. Deprem bölgesinde milletin aklına prim gelir, hangi sigorta dirimsel, hangi bambaşka tıpkısı molekül gelir. Ana o bölgede yani bu Adapazarı’nın özellikle başlamak amacıyla Bataklık, İzmit, Düzyazı bölgelerine mahsus bire bir aranjman yapması lazım. Deminden zaman arkadaşlarımız cazibe bütçe komisyonunda bununla ait bire bir öneri sunacaklar. Yani borçlandırma tamam, mevlit tamam, askeriye tamam bunlarla ilgilendiren düzenleme yapılsın amma yer birkaç onlar kadar eke tıpkı iş üstelik sarsıntı bölgesinde bulunanlarla ilişik bire bir düzenlemeye ihtiyacı olması” açıklamasında bulundu.

“Minimum sevap ile ilişik bir bindirim talebimiz bulunmayan”

Konuşmasının arkası sıra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Atalay, minimum ücretle ait, “Şu anda öyle ayrımsız zam talebimiz namevcut. Ilkin şu kamu sözleşmesini halledelim. Ondan sonraki ortama bakarız. Biliyorsunuz, tığ Minimum Sevap Komisyonu’nda toplantıya katılmadık. Toplantıya üstelik gitmedik. Gitseydik cirim elan faziletkâr olabilirdi. Amma Türk-İ tıpkısı ölçü söyledi. Söylediği rakamın yanında durdu. Bu mukaddema bile hakeza oldu, zaman üstelik hakeza oldu” dedi.

Kaynak: https://milosbetguncel.com/

Share: