Murtaza Demir’e ‘Cumhurbaşkanı’na Hakaret’ Suçlaması ile Kodes Cezası

FAHRETTİN ÖZTÜRK

Tokat’taki Keçeci Ata Dergahı’nın camiye çevrilmesi üzerine kaleme aldığı yazısı ve hesabına küşade toplumsal medya hesabından yapılan paylaşımlar gerekçe gösterilerek yargılanan Fena Hâlde Padişah Abdal Firez Derneği Kurucu Başkanı Murtaza Demir, ‘Halkı maksat ve düşmanlığa kımıldatma’ suçlamasından beraat ederken, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasından 1 sene 2 kamer 17 aktarılma mapushane cezasına çarptırıldı. Duruşmadan sonraları adliye uğrunda açıklama işleyen Demir, “Mahkeme heyeti, ceza atfetmek zorundaymış üzere davrandı. Altını bundan sonra siz biliyorsunuz. ve heyetin kendisinin bile kandırma olmamasına rağmen, ‘Ya kusura bakma sana böyle aynı ukubet veriyoruz’ almak durumunda kaldı. Sunulan cezayı ben bu şekilde değerlendirdim” dedi.

Domuzuna Hükümdar Abdal Kültür Derneği Kurucu Başkanı Murtaza Demir’in, Tokat’taki Keçeci Ağababa Dergahının 2016 yılında camiye çevrilmesi üstüne kaleme aldığı “İmamınızı de alıp gidin” başlıklı yazısı ve namına küşade toplumsal medya hesabından yapılan paylaşımlar nedeniyle yargılandığı davanın karar duruşması, bugün İstanbul 9. Temel Ukubet Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya Demir ile avukatları katıldı.

“BU ASILZADE BANA HAKARETTİR”

Eski duruşmada verilen mütalaaya karşı beyanda kâin Murtaza Çipo, şu savunmayı yaptı:

“Bu sorun tafsilatlı süredir sürüyor. Bu dava başladıktan sonra ruzname çokça değişti. Cumhurbaşkanına hakaret üzerine, bizim camiamızın benzeri önderi kendisine, Murtaza Demir’in taşlama etmesi söz konusu olanaksız. Bu asıl bana tıpkı hakarettir. Ego Cumhurbaşkanına muhalifim akıllıca, eleştiririm akla yatkın amma makber kaflı bayram söylemem, bu benim kişiliğimle uyuşmaz. bahis konusu paylaşımı ben yapmadım. Toplumsal iletişim araçları hesabımı çaldılar. Bunu özne kişilerin bulunması geçişsiz. Bu buut bana alın mamul bire bir antagonizm. Benim, acun görüşüm ve yazılarımdan ortalık erinçsiz olan kişiler var. söz konusu paylaşım eller yoluyla yapılmıştır. Bu çağda bizim hala başörtüsü, dergah, Alevilikle ilgilenmemiz yersizdir.”

“İDDİANIN YÜZDE 100 İSPATI GEREKİR. AKLANMA KÂM EDİYORUZ”

Demir’in avukatı Sancak Topbaş ise mahkemedeki beyanında şunları söyledi:

“Celse aralarında mukayyet savunmalarımızı sunmuştuk. Mahkeme, emniyetten sorulması istemişti, paylaşımın yapıldığı adisyon çalındı mı araştırılsın istendi. Emniyetin verdiği cevapta üstelik müvekkilin bahis konusu içtimai iletişim araçları hesabını kullandığı sabit değildir. İhtimal konusunda karar verilemez. Güven, bu hesabı kullanıyor bile gibi, kullanmıyor birlikte kabil demişti. İddianın yüzde 100 ispatı gerekir. Toplumsal iletişim araçları hesabının paylaşımlarında, görüntülük görüntülerinde müvekkille ilgisi bulunmayan paylaşımlar vardır. Beraat kararı verilmesini kâm ederiz.”

Murtaza Çipo, serencam sözünde, “Beraatimi istiyorum” dedi.

HAPİS CEZAİ VERİLDİ, VERİLEN CEZA ERTELENDİ

Kararını açıklayan duruşma, Çıpa’in, “Halkı maksat ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından, cürüm unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek beraatına karar verdi. Murafaa, Murtaza Çipo’in, ‘Cumhurbaşkanına taşlama’ suçunu işlediğinin anlaşıldığını kaydederek 1 sene 2 kamer 17 aktarılma mapushane cezası verdi. Çipo’e verilen hapis cezasının ise ertelenmesine hükmedildi.

DEMİR: “DURUŞMA HEYETİ, UKUBET YÜKLEMEK ZORUNDAYMIŞ GİBİ DAVRANDI”

Duruşma çıkışında adliye uğrunda basın açıklaması eden Murtaza Demir, şöyle konuştu:

“İki yıldan bu yana süren bu davada Cumhur Reisi’na hakaret ve benzeri Alevi Dergahı’nın Din marifetiyle işgal edilmesi şeklindeki iki ayaklı süren bu davada zaman dava sonuçlandı ve hapishane cezası aldım. Gerçekte baktığımda bu suçlanan konuda benim hiçbir dahlim namevcut. Bunu olabildiğince anlattım. Fakat mahkeme heyeti sanki ukubet atfetmek zorundaymış kabilinden davrandı. Altını bundan sonra siz biliyorsunuz. ve heyetin kendisinin de inandırma olmamasına karşın, evet kusura iaşe sana hakeza aynı ceza veriyoruz emreylemek durumunda kaldı. Sunulan cezayı ben bu şekilde değerlendirdim.

CEZAYI MURAFAA DEĞİL, CUMHURBAŞKANI’NIN KENDİSİ VERDİ: Meseleyi böyle yorumladığımda haddizatında bana sunulan cezayı yıldız bilimi değil, Reisicumhur’nın kendisi vermiş oldu. Çünkü Reisicumhur hiçbir biçimde eleştiriye götürüm etmiyor. ve benim kabilinden akla yatkın duran, yurttaşlık görevini yerine getirmeye çalışan, bu ülkenin değme kalem sorununa karşı hezel söylemeye etkin bu ülkenin, bu milletin, bu devletin lehine benim kabil çalışan insanlara üstelik zaman zaman yıldırma vererek toplumu susturmaya ve namına tabi kılmaya çalışılıyor.

DİYANET, ALEVİ DERGAHINI CAMİYE ÇEVİRDİ EGO BUNA İTİRAZ ETTİM: Keçeci Ata Dergahı vardır Tokat Erbaa’ya sınırlı, Bu Alevi dergahıdır. Aleviler buraya kurban götürürler, çokluk yaparlar, dua ederler. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu Alevi Dergahını camiye çevirdi. Zahir yaptı? Geldi müftü, ilçebay ve kurnaz komutanıyla alay malay, dergahın çatısına hoparlör bağladı ve burada, bu Alevi Dergahında, salat kılanın olmadığı, on paralık camiye gidenin olmadığı bir köye, dergahı camiye çevirdi. Ben buna itiraz etmiştim. Demiştim ki ‘Burası benzeri Alevi dergahı. Aleviler yaşıyor. Burada Sünni topluluk yoktur. İmamınızı, hoparlörünüzü cebin gidin’ diyerek bir alfabe yazmıştım. Buna karşı aynı ülkü açılmıştı.

BİR DAİRE BAŞKANLIĞI KURULMAYA ÇALIŞILIYOR: Zaman Cemevi ve Ekin Dairesi Başkanlığı kurmaya çalışıyor. Bire Bir taraftan söylediğim kabil gördüğünüz amacıyla Alevi Dergahını sen camiye çeviriyorsun diyerek ayrımsız anlık sürerken diğer yandan bile hükümet ayrımsız anlamda cemevinin perestiş olduğunu zımnen üstelik olsa akseptans ederken diğer yandan ülkü ve tıpkısı ofis başkanlığı kurulmaya çalışılıyor.

BU DAİRE, ALEVİLERE HİÇBİR HUSUS VERMEDİĞİ GİBİ MEŞRU HAKLARINI BILE GASP ETMEYE ÇALIŞIYOR: Yıpranmamış kurulmakta olan Cemevleri ve Kültür Dairesi Başkanlığına dayalı kamuoyuna nakletmek isterim ki, bu ofis Alevilere hiçbir husus vermediği kabil esasen Alevilerin meşru haklarını üstelik aynı anlamda gasp etmeye ve devletleştirmeye çalışıyor. Cemevinin perestiş hakkını yani cemevinin ibadethane olduğunu tanımıyor. Cemevini ve Aleviliği ayrımsız firez kendisine görüyor. ve aynı alt kültür kendisine görüyor. Bir Sünni cemaat düzeyine indiriyor. Yani bizim itikadımızı bizden alıyor. Bire Bir madun firez adına ikame etmeye çalışıyor. ve nedeniyle Alevilerin geleneksel itikadını, anadan görme inancını bozmaya ve Alevi toplumunu üstelik biat etmeye zorluyor.

DEVLET, CAMİ DE YAPMASIN CEMEVİ DE: Aleviler adına, yasalaşan bu ofis başkanlığını akseptans etmiyoruz, bunu reddediyoruz. Sonuç itibariyle söylediğimiz şudur; celal, cami bile yapmasın cemevi da yapmasın. Çap, imamın maaşını bile vermesin, dedenin maaşını de vermesin. Münasebet hakeza söylüyoruz? Çünkü inanç bireyin özelidir, akide bize, bireye ilişik benzeri şeydir, kamusal bir kayran değildir. Amme alanı olmayan, kamusal olmayan ayrımsız şeye, kamunun mal ayırması ancak bizim kabil ülkelerde görülür. Tığ özgürlüğümüzü istiyoruz. Devletten temas talebimiz yoktur. Bizi olduğu üzere kabul etmesini istiyoruz. Eşitlik haklarımızı, ülfet haklarımızın iadesini kâm ediyoruz. Umarım hem Aleviler itibarıyla hem ihtişam bakımından hem millet itibarıyla güzel bire bir noktaya makul gideriz.”

Share: