Yıldırı Gazisi, Kendisinden İstenen Katkı Payına İtiraz Edince Özel Hastaneden Atıldığını Öne Sürdü: “Beni Ibik Paça Hastanenin Dışına Attılar”

EDDA SÖNMEZ

Güneydoğu’birlikte görev yaparken gazi olan Erol Urgan, operasyon gelmek amacıyla gittiği Antalya’daki özel hastanede kendisinden servet irade edildiğini, ücretsiz keyif hizmeti hakkı olduğunu ve bundan fehmetmek istediğini söyleyince de zorla hastaneden atıldığını kanıt etti. Urgan, şifahane müdürünün namına, “Kardeşim, biz bıktık çıktı bu gazilerden. Nedir sizden çektiğimiz” dediğini öne sürdü. Hastane müdürüyle tartıştığı anları cep telefonuyla görüntüleyen Urgan, “Asayiş eşliğinde beni ağız paça hastanenin dışına attılar zorla. Biz gaziler ile martir yakınlarının özel hastanelerde ücretsiz araştırma hakkı var. Ameliyatlarımız dahi karışma. Amma bize beleşçi gözüyle bakıyorlar. Hakarete uğruyoruz. Gerekli tıpkısı ameliyatımı de yaptıramıyorum, rencide oluyoruz. Devlet büyüklerimizden, bundan sonra bu kalıp işlere elan acul müdahale etmesini, yani bizlerin daha aşkın rencide edilmemesini arzu ediyorum” dedi.

Özel harekat polisi adına Günedoğu’birlikte fariza yaptığı sırada, 1994 yılında yaralanarak gazi olan kanser hastası Erol Urgan, Antalya Uncalı Hususi Düzlük Hastanesi’nin kulak-burun-geçit servisine gitti. Urgan’ın tetebbu olduğu hekim, ameliyat olması gerektiğini söyledi. Urgan, gazi olduğunu bildirmek, özel hastaneleri bile kapsayan ücretsiz afiyet hizmeti hakkından takip etmek ve yatış işlemlerini yaptırmak üzere şifahane müdürünün odası gitti. Urgan’ın iddiasına bakarak; sayrılarevi müdürü, kendisine “Kardeşim, biz bıktık imdi bu gazilerden. Nedir sizden çektiğimiz? Parasını almadan tek kimseyi işler yapamam” diye niteleyerek karşılık verdi.

Erol Urgan, gazi olmasına karşın Hastane Müdürü Ebubekir Magnezit’ın kendisinden ameliyat amacıyla servet istediğini kayda ahzetmek için cep telefonuyla kaynak almaya başladı. Bu sırada, Başöğretmen Eskişehir Taşı, Urgan’a, “Ego istemiyorum mülk. Senin yaptığın kanunsuzluktur. Benim rızam olmadan şu anda yasasız prosedür yapıyorsun” diye tepki gösterdi. Peşi Sıra üstelik güvenlik görevlisini çağırarak Urgan’ın hastaneden çıkarılmasını istedi. Urgan, dünyalık almıyorlarsa ameliyatının yapılmasını rica etti. Bunun üstüne Ebubekir Aktaş, “Ben başöğretmen değilim. Arkadaşlarla görüşün” dedi. Sayrılarevi Müdürü Lüle Taşı, odasına mevrut asayiş görevlisine emniyeti aramasını söyledi. Urgan “Beş Altı önceki para istediniz” dediğinde ise Başöğretmen Lüle Taşı, bunu inkar etti ve Urgan’ın biber dolması söylediğini öne sürdü. Müdürü Denizköpüğü, elan sonradan kendi cep telefonundan 155’i aradı ve kendisini “Ben şifahane müdürüyüm” diye niteleyerek tanıttıktan sonra, fon çektiği için Urgan’ı şikayet etti.

Terörle uğraş gazileri ve şehit yakınlarının hususi hastaneler bile karışma eksiksiz esenlik kurumlarından ücretsiz intifa hakları bulunduğunu belirten Erol Urgan, Antalya’daki hususi hastanede karşılaştığı aksata ile ilişkin SIMURG Vukuf Ajansı’na şunları söyledi:

“AMANSIZ HASTALIK HASTASIYIM: 1994 yılında terörle mücadelede, Güneydoğu’da gazi oldum. O yıldan bu yıla kadar sağlık sorunları yaşamaktayım. Bir Tane böbreğim alındı. Kanser hastasıyım. Bu sağlık sorunlarımın haricinde kulak-burun-derbent sorunum var, operasyon olmam gerekti. Bunun için Antalya Uncalı Özel Düzlük Hastanesi’hangi başvurdum. Kulak-burun-argıt doktorum, bana çarşamba haset amacıyla randevu verdi. Bana hastanenin yatış bölümüne gidip ücret ödemem gerektiğini söyledi. Ben, doktor beye, ‘Tığ gaziyiz. Terörle mücadele gazileri ecir ödemiyor. Bunu Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) zaten ödüyor’ diye bildirdim. Doktor bey, ‘Siz gidin görüşün’ dedi. Yatışa gittim, oradaki bayanla görüştüm. Bayan, beni, isminin Ebubekir Denizköpüğü olduğunu belirten sayrılarevi müdürüne yönlendirdi. Şifahane müdürünün yanına gittiğimde, yanı sıra ayrımsız beyefendi henüz vardı. Oturup konuşuyorlardı. Izin istedim, sine girdim. Dedim kim ‘Efendim, ego Güneydoğu gazisiyim’. Kimliğimi bile çıkartıp kendisine, ‘Doktor as beni çarşamba haset operasyon edecek, sevap ödemiyoruz değil mi’ diyerek sordum.

BANA ANIF BİR ŞEKİLDE ‘KARDEŞİM, BİZ BIKTIK ARTIK BU GAZİLERDEN. NEDİR SİZDEN ÇEKTİĞİMİZ’ DEDİ: Bana anif tıpkı şekilde, ‘Kardeşim, tığ bıktık bundan sonra bu gazilerden. Nedir sizden çektiğimiz’ diye niteleyerek sert ayrımsız çıkış yaptı. Ben üstelik dedim; ‘Beyefendi sebep böyle konuşuyorsunuz?’ ‘Yapamam kardeşim. Parasını almadan tek kimseyi ameliyat yapamam’ dedi. Beni odadan kovmaya çalıştı. Rencide oldum. Bu esnada taşıt için telefonun kamerasını açtım. Bunun kanuni olmadığını biliyorum amma kendimi anlatım edebilmek amacıyla bunu düzenlemek mecburiyetindeydim. Kamerayı açtım. ‘Beyefendi’ dedim, ‘şimdi bunu yine söyleyin. Ne ameliyat parası istiyorsunuz cebren’ dedim. Bu sefer bana dedi ki ‘Hayır, ben anca ayrımsız özdek söylemiyorum’ dedi. ‘Ego sana anca bir husus söylemedim’ dedi. ‘Yalan söylüyorsunuz’ dedi. Dedim, ‘Siz dalavere söylüyorsunuz’. Üç lime video var elimde, berrak aynı şekilde görüntüler var. Bunu CİMER’e da şikayet ettim. CİMER’e da gönderdim. SGK’ya dahi şikayette bulundum. Esasta bana dedi ki ‘Polis çağırın’ dedi, güvenliği çağırdı. Düzenlilik yâren dahi eski polis güçleri memuruymuş. ‘Ben eski polis güçleri memuruyum kardeşim. Senin yaptığın suç’ dedi. ‘Çıkın buradan’ dedi.

BENİ IBIK PAÇA HASTANEDEN DIŞARI ATTILAR: Elan sonraları -videolarda da göreceksiniz- beni, o koridorda gezen üç pasaj polisi çağırttırıp, -onlar de araştırma olmaya gelmişler tahminim- onların (polisler) ve düzenlilik eşliğinde beni yan paça hastanenin dışına attılar cebren. Yani tığ gaziler ve martir yakınları, özel hastanelerde ücretsiz muayene oluyoruz, ameliyatlarımız birlikte karışma. Biz, bunlardan bıktık bundan sonra. Çıkarcı gözüyle bakıyorlar. Hakarete uğruyoruz. Lüzumlu tıpkı ameliyatımı da yaptıramıyorum, rencide oluyoruz, yer iri iş bu. Vatandaşların gözü uğrunda, bütün hastanedeki sondaj olan hastalar dönüp bana bakıyor. Yani ego, orada kendimi çok ateş hissediyorum.

DEVLET BÜYÜKLERİMİZDEN, ARTIK BU DALAN İŞLERE DAHA HIZLI ENGELLEME ETMESİNİ, BİZLERİN DAHA FAZLA RENCİDE EDİLMEMESİNİ RICA EDİYORUM: Çektiğim videolarda tek taşlama, hiçbir kaba bukağılık kesinlikle yoktur. İlk kameraya çektiğimde bana, ‘Ben başmuallim değilim kardeşim, git başkasıyla görüş’ dedi. Henüz sonrasında, -videoda izlersiniz- 155’i aradığında, ‘Ben Antalya Uncalı Kayran Hastanesi Müdürü Ebubekir Denizköpüğü’ım’ diye konuşması var. Hastaneden şikayetçiyim. Izzet büyüklerimizden, bundan sonra bu hat işlere elan acul engelleme etmesini, yani bizlerin elan fazla rencide edilmemesini dilek ediyorum. Bir Tane dileğim budur. Zaman bana yapılan, erte apayrı tıpkısı martir yakınına yapılıyor. Belki de yapılmıştır veya yapılacaktır. Bunun önüne geçilmesi açısından, azamet büyüklerimizden talep ediyorum, bu konuya ayrımsız halk atılsın.

BU VİDEOYU ÇEKERKEN BİLE UTANÇ İÇERİSİNDEYİM, KENDİMİ KABAHATLI HİSSEDİYORUM: Bu videoyu çekerken da sikilma içerisindeyim, kendimi kabahatli hissediyorum. Halbuki hiçbir suçum yok. Yani bize bu doğruluk veriliyor. SGK bize bu hakkı veriyor amma bu hususi hastaneler bunu uygulamıyorlar. Çoğu bunu uygulamıyor. Bana üste diyor kim ‘SGK’nın bize verdiği servet kuş kabil kardeşim. Bize servet vermiyor. Bıktım sizden’ diyor. Yani bu hangi demektir evet? Böyle aynı husus tür mi? Diyeceklerim bu kadar. Sayrılarevi yönetiminden ve hastaneden şikayetçiyim. Gereğinin yapılmasını, saygılarımı en ediyorum.”

ŞIFAHANE MÜDÜRÜ: BENİ KAMERAYA ALINCA SİNİRLENDİM VE HASTANEDEN ÇIKARDIK

Öte yandan, Hastane Müdürü Ebubekir Patal, olaya ilgilendiren izah yaptı. Magnezit, “Bizler, gaziler ve şehit yakınlarından servet alınmadığını biliyoruz. Beyefendi ile daha oturup konuşmadan; çap ne kadar kısmını ödüyor, neleri karşılıyor bilgisi vermeden bedaheten bağırmaya başladı, sayrılarevi içerisinde tatsızlık çıkardı. Üste yanımda oturan misafirime dahi bağırıp hakaret etti. Beni kameraya alınca ona sinirlendim ve polisi aradım ve hastaneden çıkardık. Aramızda hakeza tıpkı tatsızlık yaşandı” dedi.

Share: