Cumhur Reisi Erdoğan, Arsıulusal Ombudsmanlık Konferansı’nda konuştu: (1)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Zaman NATO’da, Avrupa Konseyinde veya BM çatısı altında beraber olduğumuz ara sıra ülkeler, Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür.” dedi.

Cumhur Reisi Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı’nda konuştu.

Konferansın hayırlara açar olmasını dileyen Erdoğan, değerlendirmeleriyle konferansa ulama sunacaklara teşekkürname etti. Erdoğan, bu sene 10. yılına vasıl Kamu Denetçiliği Kurumunu ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’u, bu düşündürücü programa açar olduğu için tebrik etti.

Cumhuriyet’in, 100. yılının geride bırakılıp Türkiye Yüzyılı diye isimlendirdikleri yıpranmamış asrına girmeye hazırlanılan benzeri dönemde olunduğunu belirten Erdoğan, bu tarihi süreçte seçkin alanda olduğu gibi adam haklarında bile kendilerine geçmişin tecrübeleri ışığında eskimemiş bir gelecek düz yazı etmenin çabasında olduklarını söyledi.

Bugünün dünyasında yeryüzü haddinden fazla konuşulan, tartışılan, gündemi bildirme çok meşgul eden hususların başında insan haklarının geldiğine işaret eden Erdoğan, yerli siyasetçilerden medyaya, akademiden uluslararası kuruluşlara büyüklüğünde anında herkesin insan adalet ve özgürlüklerinden bahsettiğini dile getirdi.

Dünyanın bir nice yerinde insan haklarının esirgeme ve müdafaasıyla ilişkin toplantılar düzenlendiğini, kararlar alındığını, beyanatlar verildiğini nâkil Erdoğan, ancak eksiksiz bunlar yaşanırken hayat hakkı karışma insanların sunma esas haklarının ayn göre bakarak çiğnenmeye bitmeme ettiğini vurguladı.

“Vicdanını yitiren ülkeler gördük”

Suriye’den Filistin’e, Yemen’den Arakan’a, Türkistan’dan Afrika’evet büyüklüğünde dünyanın birçok yerinde insan doğruluk, hürriyet ve haysiyetini hiçe sayan vahim ihlallere daim yenilerinin eklendiğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizi birbirimize yakınlaştırması, merhamet duygumuzu harekete geçirmesi gereken krizler bilcümle aksine insanı insancasına değerlerden uzaklaştırabiliyor. Kovid-19 salgını, mülteci meselesi, bölgemizde yarık veren çatışmalar, bu yara gerçeğin bildirme çarpıcı örnekleri yerine önümüzde duruyor. Ümranlı diye tabir edilen ülkelerin salgın döneminde yalnız kendilerini destek olmak yerine sergiledikleri bencillikleri zaman utançla hatırlıyoruz. Aşı ve peçe gibi salgınla mücadelede gerekseme duyulan tıbbi malzemelerin zahir bir rakiplik unsuru haline dönüştürüldüğünü halen unutmadık. Ayrıca bu süreçte kendi halkları içindeki dezavantajlı kesimleri de hizmet yelpazesinin dışında tutacak kadar vicdanını yitiren ülkeler gördük.”

Salgının de etkisiyle kültürel ırkçılık, ecnebi karşıtlığı ve İslam düşmanlığı üzere tiksinti suçlarının hele Batı toplumlarında azılı boyutlara ulaştığını belirten Erdoğan, bazı iletişim araçları kuruluşları ve siyasetçilerin de söylemleriyle bu nefret iklimini körüklediklerine, adeta ateşe benzen döktüklerine tanık olduklarını söyledi.

“Bazen ülkeler, Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür”

Reisicumhur Erdoğan, milyonlarca Müslüman’ın temel özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, tabir hürriyeti kisvesi altında kutsallarının aşağılandığı, inançlarının tıpkısı gözdağı kaynağı olarak gösterildiği sakil aynı tabloyla yüz yüze olunduğunu ifade etti.

Kimi ahit medya arada bir siyasetçiler zaman zaman üstelik bizzat izzet yoluyla ötekileştirilen bu toplum kesimleri için İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ndeki mukayyet haklarını kullanmanın anbean zorlaştığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Hızla herhangi bir dönüş gazetelerde ibadethaneleri, yabancılara ilişkin gelişim yerlerini, sivil sosyete kuruluşlarını amaç düz ayrımsız hız eyleminin haberini okuyoruz. Fazlası göçmenlere ve yabancılara müteveccih tiksinme suçları ya görmezden geliniyor ya soruşturulmuyor ya birlikte örtbas ediliyor. Gerek koca haysiyetini korumakla memur arsıulusal kuruluşlar gerekse rastgele fırsatta demokrasi ve herif hakları dersi veren bazen ülkeler, maalesef bu hak ihlalleri karşısında koyu ayrımsız suskunluk ortamında.”

Özlük asayiş ve refahları dışında tek şeyi önemsemeyenlerin tekme standardının bundan sonra fiyakalı sloganlarla, haram def gibi tavırlarla örtülemeyecek arkaç geldiğini tamlayan Erdoğan, “Benzer tıpkısı uzanım aracısız insanımızın hayatına kıymış, içki dökmüş, sivillere müteveccih yıldırı eyleminde bulunmuş teröristler amacıyla de geçerlidir. Yer temel adam hakkı olan dirim hakkına kasteden eli hunriz caniler, siyasal sığınmacı bahanesiyle korunmakta, tek hukuki tahkikata uğramadan hayatlarını özgürcesine sürdürebilmektedir. Üzülerek ikna etmek isterim ki bugün NATO’dahi, Avrupa Konseyinde yahut BM çatısı altında bu arada olduğumuz kâh ülkeler, Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür.” değerlendirmesini yaptı.

“Bir kanser hücresi üzere bünyeyi saracaktır”

Terör suçlularının yargıya hesap vermesi üzerine maatteessüf kayda ayar ve somut sonuçlar doğuran hiçbir çabalama harcanmadığını tamlayan Erdoğan, “Bilindiği gibi 15 Temmuz gecesi 252 vatandaşımızı katleden, Meclisimizi ve Cumhurbaşkanlığı binasını bombalayan FETÖ’nün sergerde, Amerika’daki malikanesinden örgütünü yönetmeye devam ediyor. Haklarında kırmızı bültenle taharri kaydı olan PKK terör örgütü militanları Avrupa’nın göbeğinde polisin himayesinde teşekkül paçavraları eşliğinde protesto düzenleyip vatandaşlarımıza ve temsilciliklerimize saldırabiliyor.” dedi.

Kısa müddet önceki Fransa’nın başkenti Paris’te yaşanan hadiselerin bunun en üst örneğini dokuma ettiğine bel fail Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bölen teşkilat mensupları takkadak sokakları, arabaları ve mağazaları ateşe vermekle kalmamış, saldırılarını alelhusus işindeki gücündeki insanımızın canına kastetmeye büyüklüğünde götürmüşlerdir. İyi terörist-dağ terörist ayrımının yanlışlığını ayrımsız sefer daha gösteren bu olayların terörle mücadelede yeni tıpkısı dönemi başlatmasını ümit ediyorum. Şimdiye büyüklüğünde Türkiye’nin bölücü örgütün uzantılarına alın sınırları içinde ve ötesinde yürüttüğü tamam mücadeleye şaşı bakanların, daha çok hatalarının farkına varacaklarına inanıyorum. Avrupa’bile yuvalanan terör yandaşlarına alın tedarik almakta geç kaldıkları hergün acı elan birlikte büyüyecek tıpkı amansız hastalık hücresi gibi bünyeyi saracaktır.”

Erdoğan, Türkiye’nin teröre cebin azimli uğraş yanında gerekseme sahiplerine el uzatmasıyla da benzer bir vakfe sergilediğini belirterek, “Arbede bölgelerinden kaçan 3,5 milyonu Suriyeli ilkin tutmak amacıyla 4 milyonu çok mazlum ve mağdura tığ kucak açtık. Kapımıza gelip ülkemize sığınan hiç kimseyi cebren geri göndermedik. Suriyeli Türkmenler büyüklüğünde Kobanili Kürtlere, Halep’teki, İdlib’deki ve Suriye’nin gayrı bölgelerindeki Gündüz Feneri kardeşlerimize dahi cemaat çıktık. Suriye’deki keçe kentlerde hayata tutunmaya çalışan mazlumlara arkalama götürürken kimsenin inancına, kökenine bakmadık.” diye konuştu.

(Sürecek)

Share: